Trabzon, Karadeniz'in kıyıcığında, binlerce yıl, bir düşle iç içedir. Kimleri, neleri görmemiştir ki... Bir an düşünür, tarihe bakar: Toprağında, Sinop'tan gelen Miletli göçmenler tarafından bir koloninin kurulduğunu anımsar. Her ne kadar geçmişin dört bin yıllık tarihi olduğu söylense de bilinen gerçek, milattan önce 8. yy'da bütün gerçekçiliğiyle durur karşısında.
Üst üste uygarlıklara beşik olan, nice insanların sefer eylediği bir kenttir Trabzon. Medler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Kommenler ve Osmanlılar gelmişler kente. İşgaller, kurtuluşlar yaşamış kent. Ksenefon'un anlattığı Onbinler'in yolcuguluğunda adı geçer. Haçlıların Anadolu'ya yaptıkları akınların 4.'sünde Kommenoslarla tanışır. Apollon kültürünün egemen olduğu kadim çağda ise işlek bir limandır. Kentte bastırılan paraların bir yüzünde Apollon başı, diğer yüzünde gemi burnuyla bir çapa vardır.
1071'de Anadolu kucak açar Türk akıncılarına. Selçuklular bir dönem can atarlar kenti ele geçirmeye. Moğol baskısına karşı vergi verilir bir sıra. Çepniler dayanır bir çağda kapılarına... Ve 1461'de II. Mehmet, Istanbul fatihliğine katıverir bu güzelim toprağı. Yavuz Sultan Selim'in valilik yaptığı, muhteşem Süleyman'ın (Kanuni) doğduğu bir kenttir Trabzon. 1916'da Rusların işgaline giren, 1918'in 24 Şubat'ında kurtuluşu yaşayan...
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal, 1924, 1930 ve 1937de üç kez onurlandırır burayı; vasiyetinin bir bölümünü de burada yazar. Tarih boyunca; Menüzır'ül Avalim'in yazarı Mehmet Aşık'a, Evliya Çelebi'ye, Katip Çelebi'ye, Theophile Deyrolle'a, Charles Texier'e, Ruy de Gonzales Clavio'ya, Minas Bijişkyan H.W. Lowry'ye, Şakir Şevket'e ünlü şair Hamamizade İhsan'a Mahmut Göloğlu'na ve daha binlercesine konu olur Trabzon: Bir sevdayı, bir tutkuyu insanın yüreğine nakışlayarak, tarihle iç içe bir büyük serüveni yaşayarak...
Trabzon, Karadeniz coğrafyasında, dünden bugüne getirdiği güzelliği, toprağında boy veren insanının yüreğine bir sevgi olarak işler. Bir kemençe sesinin kıvrak, coşkulu büyüsünde, bir maninin aşkla yoğrulan sözlerinde, yerinde duramayan bir insan görürsünüz. Davul ve zurnanın, bu toprağın insanlarının sevincine kattığı o sarsıcı coşku, silah tutkusunu da içten içe ateşler. Neylersin; dağının dik yamaçları, denizinin o hırçın güzelliği, dalgasının karayı döven inatçılığı, yağmurun, ille de yağmurun o zifiri karanlığı, doğayla bir büyük mücadeleye hazırlar onu. El hüneriyle yaptığı kocaman takalar, dalgayla savaşa hazırdır artık. Kadının peştemalindeki renk belki de dağların zifin ve komar çiçeklerinden getirilmiştir. Kadın ki Karadeniz'de doğanın var gücünü omuzlayandır. Dağların vargit çiçekleri, köyüne dönüşünün habercisi olmuştur; kardelenler, dağlarına yükünü sarmaya...
lsmet Zeki Eyuboğlu, Karadeniz Aşk Türküleri'nde, bu güzelliklerden yüzlercesini bir araya getirir. Aşkla cinselliğin bir güzel dokumayla örüldüğü bu türküler, sevdayı; çoşkuyla yoğurur:
Ay vurur ayan ayan
Çık pencereye dayan
Geliyurum ufağum
Uykudayisan uyan
Sevdaluk ede ede
Alişdi canlarumuz
İkimizi bir vurun
Garişsun ganlarimuz
Gün gelir, bir türkü eşliğinde denizden ağlarını çeker. Gün gelir horonun o ter atan ritmine kaptırır kendini. Topladığı fındığı yemyeşil çimenlerin çevirdiği bir harmana dökerken, tütünün demet demet yaprağını bir ipe dizerken de aynı sevdanın içindedir.
Ya hamsi? Hamsisiz edemeyen bir halkın türküsüdür söylenen. Ömer Turan Eyuboğlu'nun dizelerinde şöyle boy verir:
Kız Fadime duydun mi
Gene Hamsi Çıkayi
Mubareğun hasreti
Yüreğimi yakayi
Hamsi üzerine nice türküler söylenmiş, nice şiirler yazılmıştır. Temeli, Dursun'u Fadime'yi konu edinen bir fıkra olsun da katıla katıla gülünmesin... söz mü? Derler ki kendisiyle bir çeşit dalga geçmektir bu. Belki de sevincini kendi kaynağında bulan bir insanlık kültürü.
Bir bakar insan çevresine: Trabzon Ayasofyası yüzlerce yıllık tarihinin kültürünü taşır içten içe. Altındere vadisindeki Sumela Manastırı, tarihi koyuda gezdirir, bir kayanın göğsüne gömülü durarak. Ya kentin içindeki ****** Köşkü? Gabayanidisten Cumhuriyete ordan bugüne denizi izleyen Soğuksuda, bir mücevher gibidir.
Bir yanı denizle, bir yanı dagla çevrili kentin yükseklerinde, bütün bir yaz, bir büyük aşkı harmanlayan yayla şenliği yaşanır. Kadırga'da Sis Dağı'nda, Honefter'de, Karapkalda, Izmiks'te, Şolma'da... Yurdun dört bir yanından, yurt dışından binlerce Karadenizli gökyüzünü tutan bulutların altında, kadın-erkek el ele tutuşarak bir büyük horonun halkasını oluşturur. En güzel giysilerini giymiş genç kızlar, kemençenin kıvrak sesinde, yarına yolculuğa çıkar.
Evliya Çelebi'ye göre Trabzonlular temiz giyimli, okumuş bilgili insanlardır. İçlerinde Farsça bilen şairler vardır. Çarşıları çok zengindir... Trabzon çarşısında dünyaca tanınmış kuyumcularda, buhurdan, gülabdan, kılıç, gülsuyu kutusu, Trabzon baltası ustalıkla yapılır.