www.AkcaabatgencLik.Net
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
www.AkcaabatgencLik.Net

www.AkcaabatgencLik.Net
 
PortalliPortalli  AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Arhavi Oyunlarına Bir Bakış

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
blackseastorm
Administrator
Administrator
blackseastorm


Erkek
Mesaj Sayısı : 491
Yaş : 36
Nerden : İstanbul
Memleketim : Trabzon
İlgi Alanlarım : Karadeniz
Kayıt tarihi : 08/04/07

Arhavi Oyunlarına Bir Bakış Empty
MesajKonu: Arhavi Oyunlarına Bir Bakış   Arhavi Oyunlarına Bir Bakış Icon_minitimePerş. Nis. 26, 2007 8:29 pm

Ne kadar da güzeldi çocukluğum. Ne kadar güzeldi o zamanlar bayramlar, düğünler ve eğlenceler. Sevgisi de saygısı da daha güzeldi gibi geliyor bana.
Eğlence dedin mi genelde tulum akla gelirdi. İmecede, nişanda, yol açmada, düğünde, yayla yolunda. Tulumun sesi, çekerdi herkesi yanı başına. Hemen halka oluşurdu etrafında. Türküler söylenirdi. Sonra horona başlanırdı. Halkada herkes yerini alırdı. Bilenler ve bilmeyenler. Bilmeyenler için öğrenme yeri halkanın içiydi. Komut veren başlardı orda söze ve ondan başkası konuşmazdı. Halkaya katılan herkesin gösterdiği figürü yaptığını görmeden başka figüre geçiş yapmazdı. Hata yapanları uyarmak için bağırırdı: “El bir – ayak bir.“ Hatalar yine devam ediyorsa ikazın şeklini değiştirirdi.” Bak bana bak “ derdi ve net olarak figürü göstermeye çalışırdı. Yine olmuyorsa son çare, hata yapanın önüne gelip figürü göstermekti. Sonra yerine döner, öğretmeye ve oynatmaya devam ederdi. Uzayan figür için kimse sızlanmazdı. Bilmeyenler halkada horonu öğrenmeliydi. Öyle görmüştü kendisi de.
Şimdi tam tersi yapılıyor. Bir eğlencede hemen gençlerden bir kaçı pisti veya meydanı doldurup halkanın büyümesini önlemek için iyice yozlaştırılmış figürlerle saygısızca oyun oynatmaya çalışıyor. Acemi varsa halkadan çıkmalı ona göre. Deliler gibi tepinerek sağa sola daha doğrusu acemi görünenlere omuz vurmak temel figür olmakta şimdi.
Eskiden böyle değildi eğlenceler. Komut veren ses değişir, komutlar değişmezdi. “ Gel başa gel “ , “ Al oyna “, “ Sıra geç sıra “, “ geç de kırıl “, “ Geç-geç”, “Gel beri gel “, “Kol üstü ses ver “, “ Vur içeri vur “, “Bir var bir “, “Git-gel-dolaş “, “Git- gelme”, “Geldi ses ver”, “Olmadı bir daha “, “Üçtür- sondur “. Böyle devam ederdi. Her komutun bir anlamı vardı ve öğrenilen temelde bu komut ile yapılması gereken figürdü. Oyun saatlerce sürerdi. Tüm acemiler de, oyunu halkada öğrenirdi. Yorulan kendi isteği ile halkadan çıkardı. Komut veren kişi de yorulunca komut verebilecek halkadaki birine kendi devrederdi komut vermeyi.
İyi komutçu, halkada oynayanları en uzun süre burada tutabilene denirdi. Çünkü iyi komutçu oynayanların yorulduğunu gördüğü an oyunu yavaşlatırdı, onların dinlenmelerini sağlardı. Dinlendirme uzayacak gibi olunca türkü söylerdi. Düzenli ve seviyeli bir şekilde oyun devam ederdi halkada tatsız olay olması da mümkün değildi. Nerde eski eğlence ve düğünler!
Artık yeni nesil oyunlardaki figürleri kendileri belirliyor, üretiyor. Yöreye özgü figürler çok değil bu hızla devam ederse birkaç yıl sonra tamamen kaybolacak. Bu şekli ile de olsa oynamaya çalışanların dizlerine sancı, baldırlarına kramp giriyor tabii. Her nedense artık halkada çok fazla bayan da görülmüyor. Eskiler ise bu rezaleti bir köşeden seyrediyor. Halkaya da girmiyorlar eleştiride getirmiyorlar. Birkaçı bir araya geldiğinde dedikleri ise “aman bana ne, ben mi uğraşacağım? “ türü konuşmalar.

Anlayacağınız dostlar, artık düğünlerde bile halkaya girip horon oynamanın zevkine varamayacağız.

Buraya kadar düzensiz oyunlarda ki yozlaşmadan bahsetmeye çalıştım. Peki ya düzenli ekip olarak oyun sergileyen gruplar ne durum da? Bir bakalım neler göreceğiz onlarda.
Arhavi’de sahnelenmiş belli bir düzeni bulunan altı oyunumuz var. Bunlardan dördü kız-erkek karma oynanan oyun. Sarızambak, Memedina ,Damat Bağlama ve Arhavi canlısı. Erkeklerin yalnız oynadıkları Papilat horonu. Kızların yalnız oynadıkları Narina. Tek kız oyunu olarak oynanmakta olan narina oyununu Arhavi oyunlarına kazandıran kişi de benim.

1979 yılında Arhavi’ye Dikyamaç köyüne bir arkadaşımın nişanı ve bir arkadaşımın da düğünü için gitmiştim.Orada çoğunluğu yaşlı olan bayanların bu oyunu oynadıklarını gördüm.Oyun çok hoşuma gitti.Eskiden beri oynadıklarını söylediler.Ben de bu oyunu onlardan öğrendim ve Ankara’ya dönüşümde figür geçişlerini de yaparak öğretmeye başladım.

Günümüzde İlçemizde bu oyunlardan sadece üç tanesi (içeriği tartışılır bir şekilde) birbirlerine bağlı olarak sergileniyor. Bu oyunlar Sarı Zambak, Memedina ve papilat Bu üç oyun da karma olarak kız-erkek birlikte sergileniyor.

Dergilerde isimlerini gördüğüm ve Arhavi oyunu olarak adları geçen iki oyun daha var. Ancak ben bunları oynanırken hiç görmedim. Bu oyunlar Hemşin ve Yüksek Hemşin oyunları. Hemşin oyunu Artvin’de Yüksek Hemşin de Rize’de oynanmakta. Fakat bu oyunların dergilerde neden Arhavi oyunu olarak geçmekte olduğunu anlamadığımı da belirtmek isterim.

Arhavi’de gösteri gurubu oluşturan gençlerle yaptığım konuşmalarda Arhavi Canlısı, Narina ve Damat bağlama oyunlarını duyduklarını ancak öğretecek kimse olmadığı için öğrenemediklerini söylediler.
Büyük bir uyum içinde sergiledikleri oyunun içeriklerini bu gençlerle tartışmanın bir yararı yoktu. Zira hepsi bu işe çok hevesli ve öğretici arayan gerçekten özveri ile çalışan gençlerdi.

İlgimi çeken ve beni çok üzen bir konu da Artvin oyunu olan, kızlar tarafından sergilenen ve bir beğendirme oyunu olan koçari isimli oyunun kız erkek birlikte Arhavi oyunları ile birlikte sergilenmesi idi.

Her yörenin oyunları en iyi yöresinde oynanır “. Genelde doğru olan bu görüş Arhavi’miz için geçerli değil düşüncesindeyim. Zira oyunları gençliklerinde oynamış şu an Arhavi’de bulunan kişiler artık bu konuda uğraşmak istemiyorlar. Oyunların dejenere edildiğini gördükleri halde buna müdahale etmiyorlar. Sarızambak oynuyorlar. Oyun içerisinde Hemşin horonunda yapılan “ cih-cih “ figürünü katmışlar, çökme figürünü kaldırmışlar . İlginç olanı da halk da bu figürleri benimsemiş. Zira düğünlerde de aynı figür kullanılıyor. Memedina nispeten aslına uygun. Ama papilat için aynı şey denemez. Erkek oyunu olmasına rağmen kızlarla birlikte oynanıyor ve “ eş doldur “ figürü hiç yapılmıyor.

Oyunların aslına uygun olarak oynanması için, gerçekten bu oyunları bilen kişilerin öğretmesi gerekli. Ve en önemlisi “ bende bir bilensem “ beraber bunları tartışıp orjinal halini belgelemeli ve hem derneklere hem kütüphanemize kaset ve yazılı belge olarak bırakmalıyız. Yoksa birkaç yıl sonra bu figürleri bile bulamayacağız.

Sessiz çoğunluk olmaktan çıkalım ve hatalı sergilenen oyun görünce en azından çalıştırıcıları ile görüşüp düzelmesini sağlamaya çalışalım.

Yalnız oyunlarımıza değil tüm folklor zenginliklerimize sahip çıkalım. Bu konuda her Arhavilinin katkısı mutlaka olmalı. Dedelerimize, ninelerimize kısaca yaşlı insanlarımıza soralım öğrenelim. Şarkı, türkü, mani, deyiş, taşlama, örf-adet ile ilgili konularda bilgi sahibi olan hemşerilerimiz isim belirterek bu bilgileri Ankara’da ARHAVİLİLER VAKFI’na ulaştırırsa bunların gün ışığına çıkması için vakfımız elinden geldiğince katkıda bulunacaktır.

Unutmayalım oyunlarımızda ki figürleri zorlaştırmak, oyunu gereksiz hızlandırmak oyunu güzelleştirmez. Bırakın otantik halleri ile kalsınlar. Dans olarak değil halk oyunu olarakoynanmaya devam edilsinler.
Kim bilebilir ki belki bir gün sizinle de aynı halkada beraber horon oynayabiliriz.
Kemal Özbıyık
25 Aralık 2006 / Ankara
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://karadeniz.yetkinforum.com
blackseastorm
Administrator
Administrator
blackseastorm


Erkek
Mesaj Sayısı : 491
Yaş : 36
Nerden : İstanbul
Memleketim : Trabzon
İlgi Alanlarım : Karadeniz
Kayıt tarihi : 08/04/07

Arhavi Oyunlarına Bir Bakış Empty
MesajKonu: Geri: Arhavi Oyunlarına Bir Bakış   Arhavi Oyunlarına Bir Bakış Icon_minitimePerş. Nis. 26, 2007 8:31 pm

ARHAVİ OYUNLARI







MEMET’İNA



Arhavi halkoyunları içine yerini almış olan Memet’ina kız-erkek karma olarak oynanan oyunlarımızdan birisidir.
Memet’ina oyunu figürlerini tarlada yapılan belleme imecesinden almıştır.Oyunun başlangıç figürü bele ayak basımını temsil etmektedir ve oyunun da temel figürüdür.
İmece sırasında evli ve abla-yenge konumunda bulunan bayanlar bekar erkek yakınlarına da evlenebilecekleri kız bakmaktadırlar.Kızın fizik güzelliği yanında çalışkanlık önde gelen özelliklerden biridir.
Bu oyun hakkında Sn Musa KazımYücel Özbirinci’nin notu;

“Bence bu oyunda Mısır ayıklama ve “okurçolu” da canlandırılıyor.”Okurçolu” elle yapılan bir işlemdir.Ancak oyunda el hareketleri ayağa uyarlanmış ve vucüt şekli de buna uydurulmuştur.Erkekler gurbet sonrasında (hasattan sonra) memlekete gelirlerdi.
Buradaki türkünün de aslında oyunla çok ilgili olmadan söylenmiş olduğunu düşünüyorum.
İmecede verilen molalar oyunun türkü bolümünü temsil etmektedir. Genellikle erkek ve bayanların birlikte bulundukları imecelerde sesin daha duyulur olması nedeni ile erkekler türkü söylemektedirler.
Bu oyunun türküsü de mısır tarlasında yapılan bir imeceye aittir.Erkekler kızları hicvederek
kazalım tarlaları ,
atalım tohumları,
mısırlar yeşerecek ,
çalışkan insanlar ,
öldüklerinde ,mezarında
çiçekler açacak
Anlamının çıkacağı şeklinde sözler olup çalışkan ve yardımsever insanların öldüklerinde bile ödüllendirilecekleri ve mezarının çiçek bahçesi gibi güzel olacağı anlatılmaktadır.
Bir türküde ölüm temasının da türküde geçmesi ölümden sonra yeniden doğuş (reenkarnasyon olayı) gerçekleşeceği anlamı da taşıyabılır.







NARİNA


Narina oyunu Arhavi’nin Dikyamaç köyünde oynanmaya başlanmıştır. 1979 yılında arkadaşlarım Mehmet Numanoğlu’nun nişanı ve Ahmet Tamtabak’ın düğünü için Ankara’dan Orçaylılar Kültür Yardımlaşma Derneğinin erkek halkoyunları ekibini götürmüştüm.Köyde orta yaşın ustunde olan bayanlar bu oyunu oynuyorlardı.Süre olarak figür tekrarı yaparak çok uzun oynuyorlardı.Ben misafir sayıldığım ve oraya Halkoyunları ekibi götürdüğüm için onları izleyebildim.
Oynayan bayanlarla konuştum ,bu oyunu ne zamandan beri biliyorsunuz.Size kimler öğretti diye sorduğumda çok eskiden beri bu oyunu oynadıklarını ve Çerkez bir gelin tarafından öğretildiğini söylediler
Ben de oyunun figürlerini ezberledim. Bir kağıda figürleri çizerek notlar tuttum ve Ankara’ya gelince oyunun geçişlerini yaparak Arhavi oyunları içinde yerini almasını sağladım.
Oyun bir beğendirme oyunu olup türkü eşliğinde oynanmaktadır.Türkü sözleri de doğaçlama olarak bayanlar tarafından söyleniyordu.Dikyamaç köyünde duyduğum mısraları iki dörtlük olarak kayıt altına aldım ve oyunculara bu iki dörtlüğü ezberlettim.


Dere tepe gezerim de
Tepede gül dizerim.
Ben babamın evinde de
Böyle nazlı gezerim.

Tepenin arkasında da
Ay mısın güneş misin?
Söyle bana sevdiğim de
Benden geçecekmisin?

Bu iki dörtlükteki sözler anonim olup ,daha sonra
;
Düzden sonra tepelik de,
Yolun sonu dikenlik.
Çamın altı çimenlik de,
Konup seni beklerim.

Tepede gül kalmadı da,
Derede su kalmadı.
Gönderdim ben dedemi de,
Baban seni vermedi.

Tepeden ay görünmez de,
Işıksız köy seçilmez.
Severler sevilirler de,
Dere büyük geçilmez.

Dörtlüklerini de ben yazarak okunmasını sağladım.
Oyun adını NARİNA koydum ancak bu sözlerin ikinci misralarından sonra;
Rinanay nay, rinanay rinanay nay nay rinanay nay. Şeklinde nakaratı bulunmaktadır.



SARI ZAMBAK


Sarı Zambak oyunu Arhavi’de düzenli olarak oynanmakta olduğu.ancak oyunun bir adı olmadığı ve Arhavi ekibi kurulduğunda o zaman ekipte olanlardan birinin “Bu oyunun adı da SARI ZAMBAK olsun “demiş ve bundan sonra bu oyun bu adla oynanmaktadır. Kız erkek karma olarak,türkü eşliğinde oynanmaktadır.
Bu oyun Arhavi dışında oynandığında Rahmetli Yaşar Turna’nın güftesi olan ,
Arhavi’den biz gelduk,Arhavi’den biz gelduk
Bu geceyi şenlettuk,bu geceyi şenlettuk.
Bir tanesinden başka,bir tanesinden başka,
Hepsini kardeş ettuk,hepsini kardeş ettuk.
Şeklinde türkü söylenirdi.
Yaylanun çimenine ,yaylanun çimenine,
Koyverdum keçileri,koyverdum keçileri.
Merak etme sevduğum,merak etme sevduğum,
Gönderdum elçileri,gönderdim elçileri.

Kizilağaç fidani,kizilağaç fidani,
Göğe mi çikacaksun,göğe mi çikacaksun.
Evlen de murat eyle,evlen de murat eyle,
Bekar mi kalacaksun,bekar mi kalacaksun.

Komik bir örnek dörtlük;

Portakal ağacında ,portakal ağacında,
Bi limon bi portakal,bi limon bi portakal.
Bizi seven kizlarun,bizi seven kizlarun,
Biri kör biri topal,biri kör biri topal.



ARHAVİ CANLISI


Bu oyun figür özellikleri olarak Karadeniz oyunu görünümündedir.Arhavi’nin sahil şeridinde olması nedeni ile hem Artvin oyunlarından hem de Karadeniz oyunlarından etkilenmesi doğaldır.
Oyun kemençe veya tulum eşliğine oynanabilmektedir.Cok hareketli bir oyun olup Karadeniz oyunlarından olan Üç ayak oyununa benzemekte olup küçük farklılıklar göstermektedir.Günümüzde gençler tarafından çok sevilen ve oynanan bir oyundur.
Hareketli bir oyun olması nedeni ile bu isim Rahmetli Cengiz Günal ve rahmetli Yaşar Turna tarafından verilmiştir.Figürlerin dizilişi yapıldıktan sonra müziği Yaşar Turna tarafından bir Trabzon türküsü olan “Gökte yildi ay misun,kemençeme yay misun”müziğinden esinlenerek kendine özgü olarak özel bir ritimle müziği yapılmıştı.İlk zamanlarda sadece kemençe ile oynanıyorken daha sonra Tulumla da oynanmaya başlamıştır.



PAPİLAT
,

Oyun adını Arhavi’nin şimdiki adı Arılı olan köyünden almaktadır..Bu köyün özelliklerinden biri de tüm evlerinin köy düzlüğünde toplanmış olmasıdır.Evlerin birbirine yakın olması doğal olarak beşeri ilişkilerin de yoğun olmasını sağlamaktadır.
Figürleri memet’ina oyununu andırır ancak figürler farklıdır.Çok seri ve hızlı hareketlerle.erkekler tarafından oynanır.
Oyun öncesinde :
Papilat vur yerlerde,
İzi kalsın dizlerin.
Karşıkı tepelerde ,
Yankılansın seslerin.
Dörtlüğü söylenmiş olup, oyunda türkü söylenmemektedir.Düzlükte ayak izleri kalacak kadar sert oynanmasını ve arada atılan naraların karşı tepelerde bulunan köylerden duyulması gerektiğini bu oyunu oynayacaklara duyurmaktadır.





DAMAT BAĞLAMA


Bu oyun laz ilçeler içinde sadece Arhavi’de oynanan bir oyundur.yetmişli yılların ortasına kadar sahnede oynanmış ve ondan sonra uzun yıllar oynanmamış ve unutulmuştur.
2001 yılında Ankara’da Bu oyunu daha önceden bilen ,Ali Rıza Kababulut,Osman Kababulut,Cavit Özkosif,İlyas Özkosif ve Musa Kazım Yücel Özbirinci ile görüşülerek bu oyunun unutulmaması ve gelecek nesillere kalması için yeniden oynanması gerektiği vurgulandı
Figürler tek tek değerlendirildi.Musa Kazım Yücel Özbirinci’nin onayından sonra 2001 yılında Ankara’da Arhavi gecesinde Halkoyunları ekibi tarafından sahnede oynandı.
Bu oyun belli kuralları olmadan düğünlerde Komut verebilen insanlar tarafından da oynatılmaktadır.Oyunun özelliği doğaçlama söylenen sözlerle kiz tarafından birinin damadı övmesi ,aile birliğinin önemi konusunda sözler söylemesi ve Kız tarafınca kavrulmuş fındık,ipek mendil ve belli kişilere oyalı havlu vermesi ile zenginlik kazanmaktadır.
Kız erkek karma olarak oynanmaktadır.








KEMAL ÖZBIYIK OCAK 2007 ANKARA

ARTVİN OYUNLARI




CİLVELOY




Bu oyun Artvin’in bütün ilçelerinde oynanmaktadır. Kızlar tarafından oynanan bu oyun türkülü bir oyun olup türküler erkekler tarafından söylenmektedir.Oyunun hikayesi de her ilçede ayrı ayrı anlatılmaktadır.
Bu oyunun Arhavi’deki hikayesi;
Köyün en güzel kızı babası da çok zengin olan birisidir ve fizik olarak da çok güzeldir.İşin ilginç olan yanı da kız bu durumdan dolayı çok kibirli ve kendini beğenir durumdadır.Ev ve tarla işlerinde de çalışmamakta ve her isteği ailesi tarafından anında karşılanmaktadır.Yıllar geçer ama kimse kızı istemeye cesaret edemez.Kendisi de toplum içine çok girmemektedir.
Köyün erkekleri kızın bu durumundan dolayı onu her gördükleri yerde hicveden sözler söylemektedirler Figürleri de sekme figürleri olup lazca sozleri:
Kale bozo meleni,
Mole var mogaleni.
Duzişi gegapeyi,
Oktiz var gogaleni.

Kale bozo soniye,
Dido oroponiye.
Jur gvaz ko gogağfeti,
Dido toloponiye.

Kale bozo meleni,
Mole varmogaleni.
Gaşkuyinen çkimişe,
Ğfala var gogaleni.
Şeklinde dörtlüklerden oluşmaktadır.Artvin’in diğer ilçelerinde de hemen hemen aynı figürlerle oynanmasına rağmen sözlerin anlamları tamamen farklılık göstermektedir.

İndim dere ırmağa,
Zeytin dalı kırmağa.
Geldim seni almağa,
Başladın ağlamaya.

Çamın altı pıtırak,
Gel beraber oturak.
Bir sen söyle bir de ben,
Bu sevdadan kurtulak.
Sözleri Arhavi’deki oyunun hikayesi ile hiç bağdaşmamaktadır.Bu sözler birbirlerini seven gençlerin söyleyecekleri sözlerdir.





KOÇARİ (KOÇERİ)




Bu oyun da Artvin’in tüm ilçelerinde oynanmaktadır.Cilveloy oyunu gibi sevgi içerikli bir oyundur.Köyün yakışıklı ,çalışkan,yardımsever ancak maddi durumu iyi olmayan delikanlısı(ORÇAYİ) kendi köyünden bir kıza ilgi duymakta ancak maddi durumu nedeni ile hiçbir girişimde bulunmamaktadır. İlgi duyduğu kız da aslında ona ilgi duymakta ancak sadece beklemektedir.Bu arada kızı istemeye niyetlenen herkese ailesi kıza danışarak gelmeyin demektedirler.
Seneler geçmeye başlayıp da her iki genç de evlenmeyince köylüler bu gençlerin birbirlerine ilgi duyduklarını anlarlar.Önce erkekle konuşurlar.Erkek maddi durumunun iyi olmadığını kıza ilgi duyduğunu ancak kendisine kızın verilmeyeceğını bu nedenle de ilgisiz kaldığını söyler.Bunun üzerine köyün bayanları da kızla konuşup niçin görücü gelmek isteyenleri geri çevirttiğini sorarlar Kız da erkeğe ilgi duyduğunu ancak onun ailesinin de kendisini istemek için gelmediklerini ve onu beklediğini söyler.
Bu bilgilerden sonra köyün ileri gelenleri olaya el koyar ve bu iki genci evlendirmeye karar verirler.Kızın babasına durumu anlatıp erkeğın maddi durumu nedeni ile istemeye gelemediğini,ancak köyün elbirliği ile gereğini yapacağını ve bu işe olur vermesinin beklendiğini söylerler.Kızın babası da erkeğın çalışkan,dürüst ve güvenilir olduğunu bildiğini ve kızı da isterse istemeye gelebileceklerini söyler.
Erkek yine de arkadaşlarına bu konuda bilgi vermez.Ancak köyün kızları bunu duyunca çok sevinirler.Kız istenip de kabul görünce erkeğin evine giden kızlar orada türkü eşliğinde bu oyunu oynarlar.
Bu oyunun hikayesi ile paralel olan lazca sözleri;
Oy neni orçayi,
Ham seyi o ckomi gyayi.
Gyayi ockomi ama,
Ğez mik gogobu çkayi.
Şeklindedir.Bu sözler ile kızlar erkeği utandırmaya çalışmaktadırlar.
Oyunun figürleri çok fazla değişmese de sözler her ilçede farklılık göstermektedir.
Yedim yayla yoğurdi,
Yureğum bollanayi.
Karşi köyden bir uşak,
Peşime dolanayi. Dörtlüğü en çok bilinen dörtlüktür.


KEMAL ÖZBIYIK OCAK 2007-ANKARA
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://karadeniz.yetkinforum.com
 
Arhavi Oyunlarına Bir Bakış
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Arhavi resimleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
www.AkcaabatgencLik.Net :: ...:::(¯`·.Karadeniz Genel.·´¯):::... :: Karadeniz Folkloru,Müziği ve Çalgılarımız :: Folklorumuz, Horon ve Horoncularımız-
Buraya geçin: